
Cilt Bakımı Nasıl Yapılır?
İçindekiler
Cildimiz, bizi koruyan, besleyen, tanımlayan ve iç organlarımızın sağlıklı çalışması için ortam yaratan canlı ve organik yapıda olan en büyük organımızdır. Yaklaşık 2 m2 alan kaplayan cildimiz toplam ağırlığımızın da yaklaşık %10-15’ini oluşturmaktadır. Dış dünyadaki çevresel etmenlere karşı bir bariyer görevi görürken iç homeostazda da rol oynamaktadır. Bu organımız, hipodermis denilen yağlı bir katmanın üzerine örtülmüş iki katmandan oluşan bir yapıya sahiptir. Bu katmanlar epidermis (üst kısım) ve dermis (alt kısım) olarak isimlendirilmekte ve dış dünya ile iç organlarımızın arasında bir bariyer görevi görmektedir. Cildimiz aynı zamanda vücut için gerekli vitamin gibi maddeleri sentezleyen, duyularımızı barındıran, ısıl dengemizi koruyan ve toksik maddelerin atılmasını sağlayan organımızdır. Bu açılardan bakıldığında cilt bakımı; beyin, kalp, karaciğer, akciğer gibi hayati organlarımız kadar önemli olan bu organımızın sağlığı için gereklidir.
1.1. Cilt bakımının önemi
Cildin sağlığını korumak aslında, bütün vücudumuzun sağlığını korumak adına kritik bir rol oynamaktadır. Dış dünya ile bütün hayati sistemlerimiz arasındaki tek bağlantı ve temas yüzeyi olan derimiz, birçok katmandan oluştuğu için ona özel bakım prosedürleri geliştirilmiştir. Sadece hoş görünmek için değil; sağlıklı bir yaşama kavuşmak ve bunu sürdürmek için de cilt bakımı son derece önemlidir. Ağız ve nefes yoluyla alınan mikroorganizmalarla etkileşim halinde olduğumuz gibi deri yoluyla da maruziyet söz konusu olmaktadır. En büyük organımız olan cildimizin üzerinde yaşayan bakteri sayısının, Dünya nüfusundan fazla olduğu ölçülmüştür. Bunların bir kısmı faydalı ama büyük çoğunluğu zararlı canlılar olduğu için cildimiz onlara karşı bir bariyer görevi görmektedir. Cilt bakımı,cildimize zarar veren, erken yaşlanmamıza ya da bir takım rahatsızlıklara yakalanmamıza zemin hazırlayan bu zararlı mikroorganizmaları da uzaklaştırmamıza yardımcı olmaktadır. Bir diğer en önemli unsur ise cildimizin güneş ışınları ile olan etkileşimidir. Güneş koruyucu cilt bakımı uygulamaları da zararlı UV ışınlarının etkilerinden cildi korumaktadır. Cilt kanserlerinin büyük çoğunluğunun, Güneş ışınlarına çok uzun süreler korunmasız şekilde maruz kalınmasıyla ortaya çıktığı bilinmektedir. Ayrıca, kullanılan serumlar vemaske gibi bakım uygulamaları da erken yaşlanma belirtileriyle mücadelede rol oynamaktadır.
1.2. Cilt tiplerinin tanımı
Cilt bakımı yapmak ve bu bakımı sağlıklı bir şekilde sürdürebilmek için, öncelikle cildimizin hangi özelliklere sahip olduğunu tespit etmek gerekmektedir. Bilim insanları günümüzde cilt tiplerini “kuru, yağlı, karma, hassas ve normal” olarak 5 ana kategori altına toplamıştır.
2. Cilt Tipleri
Genetik özelliklerimize ve çevresel koşullara bağlı olarak her bireyin kendine özgü bir cilt yapısı vardır. Uzmanlar cilt tiplerini genellikle aşağıdaki gibi kategorize etmekte ve bunlara göre cilt bakımı prosedürleri önermektedirler.
2.1. Kuru cilt
Derimizde, aldığımız besinler ve sıvıların da katkısıyla sağlanan doğal bir nem ortamı bulunur fakat genetik etkiler, vücut yapısı, alınan besinler, dış etkenler ve sıvı yetersizliği gibi durumlarda kuru cilt görülebilmektedir. En düşük sebum oranına sahip, nemini ve bununla beraber elastikiyetini kaybeden kuru ciltte pullanmalar, dökülmeler, çatlamalar, gerginlik ve hatta kaşıntı yaşanabilmektedir. Bunun altında yatan asıl neden derimizdeki su kaybı olsa da, bir takım deri hastalıkları da cilt kuruluğuna sebep olabilmektedir Doğal nem ve sebum oranının bozulması veya sayılan faktörlere bağlı olarak değişmesi durumunda ortaya çıkan cilt tipi kuru cilt olarak sınıflandırılmaktadır. Sıcaklık değişimlerine daha hızlı tepki gösterebilen ve kırışıklıklara daha eğilimli olan kuru ciltler için özellikle kuru cilt bakımına yönelikgeliştirilmiş olan spesifik uygulamalara ve nemlendiricilere başvurulması önerilmektedir.
2.2. Yağlı cilt
İnsan cildi belli bir nem seviyesi, yararlı mikroorganizmalar ve besin değerine sahip minerallerle denge halindedir. Doğru uygulanan cilt bakımı da bu dengeyi korumaya yardımcı olur. Bu denge sayesinde, dış etkilerden korunmak amacıyla derimizden sebum isimli nemli ve kaygan madde salgılanır. Çeşitli cilt bakımı ürünleri de salgı miktarını değiştirebilir. Bilinenin aksine, yeterince sıvı tüketilmediğinde nem dengesi bozulur ve vücudumuz daha çok sebum salgılayarak cildi korumaya çalışır. Sebum salgısının arttığı durumdaki cilt tipine yağlı cilt adı verilmektedir. Parlak ve yağlı görünüm sergileyen bu ciltler için yağlı ciltlere özel temizleyici ve bakım ürünlerinin tercih edilmesi fazla yağın uzaklaştırılmasına ve cildin dengelenmesine katkı sağlayacaktır.
2.3. Karma cilt
Karma yüz tiplerindeki en önemli özellik, aynı anda hem yağlılığın hem de kuruluğun birlikte gözlenmesidir Yaygın olarak görülen bu tip ciltlerde, –alın, çene ve burundan oluşan T bölgesinde yağlanma görülürken yüzün U bölgesi denilen ve kalan kısımlardan oluşan bölgelerde de tam aksine kuruluklar ve döküntüler oluşabilmektedir. Sebum miktarının fazla olduğu kısımlarda yağlanma, sivilce, siyah noktalar oluşurken kalan kuru kısımlarda döküntü ve pullanmaya eğilim yaşanmaktadır. Tek bir ürünle tüm yüz bölgeniz için kombine çözüm için karma cilt tipleriyle de uyumlu ürünlerin kullanılması fayda sağlayacaktır.
2.4. Hassas cilt
Normalde cildimiz, sahip olduğu katmanlı yapılar sayesinde dış etkilere karşı dayanıklı bir yapı sergilemektedir. Cilt bakımı ile bu dayanıklılığı desteklemek de mümkün hale gelmektedir ancak çoğu insanda görülmeyen bir takım etkiler, bazı cilt tiplerinde karşımıza çıkabilmektedir. Örneğin güneş ışığına karşı fazla hassasiyet, soğuğa karşı reaksiyon, dış darbelere karşı koruma gücünün azlığı gibi durumlarda cilt üzerinde beklenmedik değişimler gözlenebilmektedir. Kızarıklıkların oluşması, döküntülerin artması veya acı eşiğinin azalarak dokunmaya karşı bile hassas hale gelmesi gibi olumsuz durumlar yaşanabilmektedir. Bu sorun, bireylerin özellikle sosyal yaşamını doğrudan etkilemektedir ve hassas ciltlere uygun profesyonel cilt bakımı bu kişiler için son derece önemlidir.
2.5. Normal cilt
Dengeli sebum oranına, ideal gözenek boyutuna, sağlıklı bir cilt mikrobiyomuna ve gerekli esnekliğe sahip ciltler normal clit olarak kategorize edilmektedir. Dışarıdan da aydınlık ve sağlıklı bir görünüme sahip bu tür ciltler için rutin bakımlar cilt dengesinin korunabilmesine olanak verir. Cilt bakımı yapılması için belli periyotlarda basit işlemlerin uygulanması genellikle yeterli olmaktadır. Yaşlanma belirtilerinin de daha geç gözlemlenmeye başladığı normal ciltlerde düzenli bakım ile cilde dengeleyici bir destek sağlanması yeterlidir.- Bununla birlikte, gelişen şehirler ve sanayi ortamları yüzünden insanlarda normal cilde sahip olma oranı da gittikçe azalmaktadır.
3. Cilt Bakım Rutini Oluşturma
Sağlıklı bir tene sahip olmak ve bizi dış etkenlerden koruyup iç dengemizin oluşmasını sağlayan cildimize özen göstermek, hepimiz için son derece önemlidir. Rutin cilt bakımının çeşitli yöntemleri veya uygulamaları olmakla birlikte genel olarak aşağıdaki aşamaların bilinmesi gerekmektedir.
3.1. Temizlik
Akşam yatmadan önce yapılacak olan basit temizlik işlemleri, cildimizin sağlığının korunması açısından oldukça önemlidir. Cilt temizliği sırasında ölü deri, gözeneklerde biriken tozlar ve kirler, duman veya yağ gibi zararlı maddeler uzaklaştırılmış olur. Cilt bakımının ilk aşaması sebum ve nem dengesini koruyan yüz temizleyiciler ile yapılabilmektedir Yağ bazlı ve su bazlı temizleyicilerin sırayla kullanımıyla çift aşamalı temizlik rutini de oluşturulabilmektedir.
3.2. Peeling
Eksfoliyasyon da denilen bu uygulamada, cildimizdeki ölü derinin uzaklaştırılması temel amaçtır. Ayrıca gün içinde tıkanmış olan gözeneklerin açılmasıyla cilt, hava alabilmekte ve sivilce ya da siyah nokta oluşumunun önüne geçilebilmektedir. Çeşitli peeling uygulamaları olmakla birlikte genellikle sabun, temizleyici, krem vb. ürünler kullanarak mekanik temizleme yoluna gidilmektedir. Bu ürünlerin içerisindeki zerrecikler sayesinde gözenekler masaj yapılarak açılır ve derimiz canlı bir görünüme kavuşur. Ayrıca çok kirlenen cilt tipleri için kimyasal ajanların kullanımı da cilt doktorunun tavsiyesiyle değerlendirilebilmektedir. Cilt bakımı için önemli bir uygulamadır ve sürekli yapılması tahrişe neden olabileceği için haftada 2-3 kez tekrarlanması önerilebilmektedir.
3.3. Tonik kullanımı
Tonik uygulaması, cilt bakımının temel aşamalarından biridir. İnce bir pamuk üzerine dökülerek veya cilde direkt püskürtülerek uygulanan tonikler, cildin dengelenmesinde ve belli cilt sorunlarının giderilmesinde rol oynamaktadır. Masaj yaparak ve daireler çizerek bastırmadan yapılan bu uygulama sayesinde cilt gerginleşmekte, gözenekler açılmakta ve cildin normal pH dengesi korunmaktadır. Cildin pH seviyesinin korunması cilt sağlığı için önemli bir konudur ve seçilecek tonik ürünlerinin iyi seçilmesi gerekmektedir. Yanlış bileşen kompozisyonuna sahip veya düşük kalite tonikler durumu aksi yönde değiştireceği için faydanın aksine, zarar görülmesine neden olabilmektedir.
4. Nemlendirme
Cilt bakımı esnasında cildin nem dengesinin korunması en önemli etmenlerden biridir. Kullanılan nemlendirici ürünlerin bu açıdan değerlendirilmesi, etkin sonuç alınması açısından son derece önemlidir.
4.1. Nemlendirici seçimi
Nem dengesi sağlanan bir cilt ile uygun pH ortamı yaratılmakta ve diğer uygulamalar için zemin hazırlanmış olmaktadır. Genellikle nem dengesi bozulmuş olan kuru veya karma ciltler için önerilen nemlendirici kullanımı sonrasında cildin su dengesi geçici olarak sağlanmış olur. Sıklıkla uygulanmasında genellikle herhangi bir sorun olmamakla birlikte, paraben gibi zararlı bileşenler içermeyen uygun nemlendiricilerin cilt tipine göre seçimi, cilt bakımı için son derece önemlidir.
4.2. Uygulama teknikleri
Nemlendiriciler, su bazlı veya doğal yağları da içeren kremsi sıvılardan oluşur. Nemlendirici uygulaması yaparken ekstra bir araç kullanılmasına gerek olmadığı gibi, cilde ince bir katman halinde uygulanması yeterlidir. Genellikle parmak uçlarıyla ve bastırmadan daireler çizerek nemlendirici sürülen yüzün nemlendiriyi emmesi sağlanır.. Alınan ürünler içerisinde ekstra bir uygulama aparatı var ise, kullanım kılavuzuna uyularak uygulamanın yapılması gerekir. Ayrıca, kullanılan nemlendiricinin göz çevresine uygunluğuna da dikkat edilerek gözaltı bölgesine de yumuşak hareketlerle uygulama sağlanmalıdır.
5. Haftalık Cilt Bakım Uygulamaları
Cilt bakımı için, belirlenen cilt tipine uyumlu periyodik uygulamalar yapmak gerekir. Cildin sahip olduğu nem, yağlanma potansiyeli, akne eğilimigibi unsurların analizi yapıldıktan sonra uygun uygulama aralıkları dermatologlar tarafından belirlenmektedir. Kişinin kendisi de ticari olarak satın alabileceği analiz araçları sayesinde cilt tipini tayin edebilmektedir. Profesyonel haftalık uygulamalar genellikle aşağıdaki sıralamada gerçekleştirilmektedir.
5.1. Maske kullanımı
Cilt bakım maskeleri besleyici, tazeleyici ve arındırıcı bakım gibi farklı amaçlarla formüle edilmektedir. Diğer cilt bakım ürünlerine göre daha yoğun yapılı olup, günlük kullanımdan ziyade haftada/ayda birkaç uygulamaya yönelik olarak geliştirilmişlerdir. Dermatolog ve güzellik uzmanlarının da önerileri paralelinde cilt tipine uygun maske tercihi yapılmalıdır. Cilt maskeleri akneyle mücadele, gözenek sıkılaştırma, yaşlanma karşıtı bakım gibi farklı fonksiyonları gerçekleştirmektedir. Cildin nem dengesinin desteklenmesi, bariyerinin dengelenmesi ve daha aydınlık bir görünüme kavuşması için cilt tipine uyumlu maske uygulaması etkin sonuçlar sağlayabilmektedir. Kağıt formlu, yağ bazlı, kil içerikli vb. farklı yapılarda maskelerden kişiye uygun olanlar tercih edilebilmektedir.
5.2. Yüz masajı
Masaj uygulaması, cilt bakımı için kişinin kendi kendine yapabileceği veya bir güzellik merkezinde de yapılabilen rahatlatıcı ve sıkılaştırıcı etkiye sahip dokunuşlardır. Çeşitli masaj yağları masaj esnasında kullanılmakta ve yağ yüzün her noktasına eşit olarak dağıtılmaktadır. Özellikle boyun ve yanak bölgelerine yapılacak masajlarda bol miktarda masaj yağı gerekebilmektedir. Yüze ve boyun bölgesine yaydıktan sonra parmak uçlarıyla köprücük kemiğinden itibaren hafifçe daireler çizerek yukarılara doğru çıkılmaktadır. Kulakların arkası ve alt kısımları hafifçe ovalanarak yanak bölgesi ve sırasıyla T ve U bölgelerine masaj yapılmaktadır. Aromaterapi yağlarının tercih edilmesi masajın faydalarına kullanılan yağların karakterine göre yeni fonksiyonlar da ekleyebilmekte ve duyulara hitap eden bir deneyim sunabilmektedir. Bu cilt bakımı uygulamasında da yağlanmaya eğilimli ciltlerde komedojenik skoru yüksek yağların uyumsuz olması gibi, cilt tipine uygun sabit ve uçucu yağların seçimi önem taşımaktadır. Yüz masajının yüz yogası pratikleriyle desteklenmesi ile farklı bir boyut kazandırılması da mümkün hale gelmektedir.
6. Beslenmenin Cilt Üzerindeki Etkisi
Alınan besinler cildin sağlığı için son derece önemlidir. Yeteri kadar nemlenme sağlanması ve pH dengesinin korunması için vitamin, minerallerin yeterince alınması ve mikrobiyota dengesinin desteklenmesi gerekir. En büyük organımız olan cildimizin sağlığının korunması için çeşitli beslenme öneri, diyetisyenler tarafından kişiye özel olarak verilebilmektedir. Verilen bu reçeteye uyumlu beslenmek, cilt bakımı kurallarının temelini oluşturmaktadır.
6.1. Cilt dostu besinler
Doğru ve yeterli beslenme, cilt bakımı için en önemli kriterdir. Uzmanların belirttiğine göre, dışarıdan alınan hiçbir ürün sağlıklı bir beslenmenin ve su tüketiminin yerine geçememektedir. Bu yüzden doğru ve faydalı gıda alımına dikkat edilmesi gerekmektedir. Çeşitli tabakalardan oluşan derimizin beslendiği vitamin ve mineraller de buna göre çeşitlilik göstermektedir. Antioksidanlar, omega yağ asitlerinin alımı, yumurta ve süt ürünleri tüketimi, balık ve deniz ürünleri tüketimi, çinko, C ve A vitamini, kolajen, fermente gıdalar açısından zengin besinlerin tüketilmesi cilt bakımı ve sağlığı için son derece önemlidir.
6.2. Su tüketiminin önemi
Nem dengesi ve hem cildimizin hem de tüm organlarımızın sağlıklı çalışabilmesi için su, en önemli unsurdur. Cilt bakımı yapmasak bile günlük aktiviteler ve yaktığımız kalori baz alındığında günlük 2.5 litre su içilmesi önerilmektedir. Doğru miktarda su tüketimi, cildin nem ve yağ dengesini sağlamakta, kurulukları ve çatlakları önlemeye yardımcı olmaktadır. Ayrıca, su tüketimi cildin elastik yapısını korumakta, toksin maddelerin atılmasına yardımcı olmakta, erken yaşlanmanın önüne geçmektedir. Deri katmanlarımızı destekleyici en önemli bileşenlerden olan kolajenlerin üretilmesi için su hayati önemdedir. Ayrıca lifli doku katmanlarının güçlü yapısını koruyabilmesi ve yeni proteinlerin sorunsuz bir şekilde sentezlenmesi için de su birinci önceliklidir. Özellikle gün içinde içilen çay ve kahve gibi su tutan içeceklerden sonra, aynı miktarda suyun içilmesi, cilt bakımı ve sağlığı açısından önerilmektedir. Çay, meyve suyu, kola vb. başka içeceklerin ile su tüketimi yerine geçmeyeceği unutulmamalı; aksine bu içeceklerin etken maddelerinin vücuttan uzaklaştırılması için var olan suyun harcanması gerekmektedir. Bu sebeplerden dolayı su tüketimini, günlük ihtiyacımızı karşılayacak şekilde yapmamız gerekmektedir.
7. Cilt Bakımında Dikkat Edilmesi Gerekenler
Cilt bakımı tercihlerimizde farkındalık sahibi olmak ve bilinçli seçimler yapmak elde edilecek etkin fayda sağlarken oluşabilecek potansiyel olumsuz sonuçların da önüne geçmektedir. Orijinal ve içerik kalitesi yüksek ürünlerin eczane veya yetkili satıcılar gibi güvenilir satış kanalları üzerinden temin edilmesi güvenli kozmetik alışverişinin ilk aşamasını oluşturmaktadır. ÜTS kayıtlı marka ve ürünlerin tercih edilmesi ürünlerin izlenebilirliği ve takibi açısından büyük önem taşımaktadır. Cilt tipine uygun, çevre dostu ve temiz içerikli ürünlerin seçimi için etiket okuryazarlığı bilgisine sahip olmak ve uzman görüşüne başvurmak güvenli ve etkin bir alışveriş deneyimi için yüksek farkındalık sağlamaktadır.
7.1. Hassas ve Alerjik Cilt Bakımı
Genetik yatkınlık, tüketilen gıdalar veya haricen kullanılan ürünler ile ürünlerin içerisindeki bileşenler ciltte alerjik reaksiyonu tetikleyebilmektedir. Bünyemiz için alerjen etki gösteren maddeleri içeren gıda ve kozmetik ürünleri kullanmamak için temel seviyede etiket okuryazarlığına sahip olmak sağlıklı seçimler açısından önem arz etmektedir. Petrokimyasallar, sentetik boyar maddeler, koruyucular, parfümler ve uyumsuz ambalaj materyalleri gibi sentetik bileşenler hassas ciltler başta gelmek üzere bazı bünyelerde alerjik reaksiyonlar ile sonuçlanabilmektedir. Ayrıca bazı durumlarda birlikte kullanılmaması gereken etken maddeler aynı formülasyonda kullanıldığında da iritasyon ile sonuçlanma ihtimali artmaktadır. Kalite standartlarına uygun hijyen koşullarında üretilmemiş olan ürünlerdeki kontaminasyon kaynakları da alerjiye sebep olabilmektedir. Tüm bunların yanında, bir ürünün tamamen doğal olması da alerjen içermediği anlamına gelmemektedir. Doğal ve bitkisel bileşenler bazı durumlarda sentetiklere göre çok daha güçlü etkinlik sergileyebilmekte olup dozajının doğru formüle edilmesi gerekmektedir. Alerjik reaksiyonlar sonucunda ciltte kızarıklıklar ve tahrişler olabilmektedir. Yeni alınacak ve daha önce hiç kullanılmamış cilt bakımı ürünlerinin, cildimiz üzerindeki etkilerini anlayabilmek için bilek içine az miktarda uygulanarak beklenilmeli ve cildin tepkisi test edilmelidir.
8. Cilt Problemleri ve Çözümleri
Doğuştan gelebilecek sorunların yanı sıra, çevresel etkenlerle oluşan cilt rahatsızlıkları günümüzde birçok bireyde görülmektedir. Kozmetik alanında cilt bakımı açısından en önemli 3 sorun aşağıdaki gibi sıralanabilir;
8.1. Akne
Akne (sivilce) her insanın hayatında karşılaştığı cilt sorunlarının başında gelmektedir. Kıl köklerinin ve yağ bezlerinin tıkanması, iltihaplanması ve hormonal değişikliklersonucu oluşur ve çoğu zaman kendiliğinden geçer. Ayrıca yetersiz veya yanlış cilt bakımı pratikleri de akneye neden olabilmektedir. Büyüdüğü ve iyileşmediği taktirde bazı lezyonlara sebebiyet verebilmektedir. Akne tedavisi için çeşitli ürünler mevcut olmakla birlikte bu ürünlerin cildimizin yapısıyla uyumlu olduğundan emin olmak gerekmektedir. Doğru ilaç veya krem seçimi için dermatologlardan ve uzmanlardan yardım alınmalıdır. İleri düzeyde sivilcelenme varsa, beslenme ve uyku düzenine de gerekli özeni göstererek bütünsel bir yaklaşım izlenmelidir.
8.2. Kırışıklıklar
Zamanla hücrelerimizin yenilenme kapasiteleri azaldıkça ve yaşlandıkça cildimizdeki kırışıklıklar da aynı oranda artmaktadır. Dış etkiler nedeniyle de daha erken görülen kırışıklıklar, 30’lu yaşların ardından kendini göstermeye başlar.
Ayrıca doğrudan korumasız olarak güneşe maruz kalmak da yapılan çalışmalara göre kırışıklıkları ve yaşlanmayı önemli ölçüde artırmaktadır. Tüm bunlar rutin bir cilt bakımı süreci ile geciktirilebilir veya cilt rejenerasyonu desteklenebilir. Doğru cilt bakımı ürünlerinin kullanılması da son derece önemlidir.
8.3. Lekeler
Tıpkı kırışıklıkların oluşumu gibi, benzer süreçlerde ve zamanlarda ciltte lekeler de görülmeye başlayabilmektedir. Lekeler daha çok genetik mirasın bir ürünü olsa da, maruz kalınan zararlı güneş ışınları veya bilinçsiz kullanılan kozmetik ürünlerinin leke oluşumunu artırdığı belirtilmektedir. Zamanla kolajen proteinlerinin azalması ve cildin beslenememesi, hücrelerde oluşan artık maddelerin atılamamasına neden olabilmektedir. Bu artık madde birikiminden dolayı da leke oluşumu gözlemlenmektedir. Cilt bakımını doğru ürünlerle ve doğru zamanda, yaşlanmayı beklemeden proaktif bir şekilde yapmak leke oluşumunun önüne geçmektedir.
9. Sonuç
Bakımlı ve sağlıkla parıldayan ciltler her zaman göz alıcı bir etki yaratır. Genç görünmemizin anahtarı, herhangi bir olumsuz durumu beklemeden cilt bakımı süreçlerini hayatımıza entegre etmekte yatmaktadır. Dermatologların, cilt tipinize göre önerdiği kaliteli ürünlerin doğru sıklıkta kullanımının, ciltteki yaşlanmaları %30-40 oranında geciktirebildiği bilimsel çalışmalarla ispatlanmıştır. Dışarıdan gelen tüm olumsuz kimyasallar, ışınlar, kirlilik, toz gibi etkenlerin vücudumuzda ilk karşılaştığı organımızın cildimiz olduğunu unutmamamız gerekir. Buna göre alınacak erken cilt bakımı tedbirleri, günümüzde hem daha sağlıklı hem de daha mutlu bir hayat sürebilmemiz için bir ihtiyaç haline gelmiştir.
9.1. Cilt bakımının uzun vadeli faydaları
Cilt bakım ürünlerinin doğru kullanımları neticesinde ortaya çıkan uzun dönemli etkileri yıllardır araştırılan bir konu olmuştur. Yıllara yayılan etkilere göre dermatologlar, kimyagerler ve ürün sahipleri yeni formülasyonlar geliştirmektedir. Piyasaya sürülen bu kozmetik ve bakım ürünlerinin hepsi aynı etkiyi göstermese de, cilt tipimize göre doğru tercih ve yöntemle uygulayacağımız bakım ürünleri cildimiz için son derece önemlidir. Cilde uygulanan bakımın sonuçlarını hemen görmeyi isteriz ve sabırsızlanırız. Halbuki cilt bakımı, uzun vadeye yayılması gereken ve en erken sonuçlarının 1 ay içerisinde görülmeye başladığı bir süreçtir. Etkiler görülmeye başladıktan sonra doğru kullanımla birlikte yıllar içinde yaşlanma, leke oluşumu, kırışıklık gibi olumsuzluklar geciktirilebilir.
9.2. Kişisel bakımın önemi
Gerek cilt bakımı olsun gerekse vücudumuzun genel bakım ve ihtiyaçları olsun, her şeyin ilk sırasında kişisel temizlik gelmektedir. Cildimiz bizi kaplayan, koruyan bir örtü olduğu için bu örtünün düzenli aralıklarla bakıma ihtiyacı olduğunu unutmamalıyız. Cilt bakımı yaparken kendimize uyumlu ürünlerle rutin bir kişisel temizlik ve bakım prosedürü oluşturmalı ve bunu disiplinli bir şekilde uygulamalıyız. Bireylerin günlük yoğunluk ve yorgunluk durumları, cilt bakımı süreçlerini sekteye uğratabilmektedir. Yine de kişisel bakımın, yorgunluğumuzu alacağını ve kendimizi iyi hissedip daha mutlu bir hayat sürmemize olanak vereceğini unutmamak gerekmektedir.